5. YANILGI: İlk İnsanın Bir Süreç İçinde Yaratıldığı Yanılgısı

dog,cat.duck

Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "Ol" der, o da hemen oluverir.
(Bakara Suresi, 117)

Hani Rabbin meleklere: "Gerçekten Ben, çamurdan bir beşer yaratacağım" demişti. (Sad Suresi, 71)

Evrimsel yaratılışla ilgili bir diğer yanılgı ise yine ayette geçen bir ifadenin yanlış bir şekilde yorumlanması sonucu ortaya çıkmaktadır. Ayetteki altı çizili ifade "çamurdan bir beşer yapmaktayım" şeklinde tercüme edilmekte ve bunun sözde evrim süreci içinde, yavaş yavaş yaratılışa işaret ettiği iddia edilmektedir. Ancak ayetin Arapçası bu şekilde bir çevirinin kişisel bir yorum ve bir çarpıtma olduğunu açıkça ortaya koymaktadır:

"İnni halikun beşeren min tın." = "Ben çamurdan bir beşer yaratanım."

Bu ayette "yapmaktayım" şeklinde bir ifade bulunmamaktadır. Nitekim ayetin devamında "onu bir biçime sokup üflediğim zaman ona secdeye kapanın" şeklinde geçmekte ve buradan da "yaratma" fiilinin bir anda olup bittiği anlaşılmaktadır.

Nitekim İslam alimleri de bu ayeti "yapmaktayım" şeklinde çevirmemektedir. Örneğin Süleyman Ateş tefsirinde ayeti şu şekilde açıklamaktadır:

"Rabbin meleklere demişti ki: "Ben çamurdan bir insan yaratacağım."

Allah, çamurdan bir insan yaratacağını meleklere söylemiş, çamuru insan şekline koyup içine de Kendi ruhundan üfledikten sonra meleklere, insana secde etmelerini emretmiş. Meleklerin hepsi secde etmiş. Yalnız cinlerden olan İblis, kendisinin ateşten yaratıldığını, çamurdan yaratılan insandan hayırlı olduğunu ileri sürerek insanın atasına secde etmemiştir."

İbni Taberi de aynı ayeti: "Ben çamurdan bir insan yaratacağım" şeklinde çevirmiş ve şu şekilde tefsir etmiştir:

"… Bir zamanlar Rabbin meleklere: Ben, çamurdan bir adam yaratacağım, buyurmuştu… Onun yaratılışını tamamladığım, suretini düzelttiğim, ruhumdan da ona üflediğim zaman, kendisine secde edin." 49

Evrimsel yaratılış yanılgısını savunanların, insanın bir süreç içinde yaratıldığı yönündeki iddialarını kendilerince desteklemek amacıyla kullandıkları bir diğer ayet ise şu şekildedir:

Ki O, yarattığı herşeyi en güzel yapan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayandır. (Secde Suresi, 7)

Bu kişilerin hatalı yorumlarına göre altı çizili olan ifade bir sürece, yani sözde evrimsel sürece işaret etmektedir. Oysa burada bir sürece işaret edilmemektedir. Allah'ın yoktan yaratması kitap boyunca vurguladığımız gibi, pek çok ayette detaylı olarak anlatılmaktadır ve hiçbirinde insanın bir süreçle yaratılmış olduğuna dair bir anlam yoktur. Aşağıdaki ayetlerde de Allah'ın sürekli yaratmakta olduğu vurgulanmaktadır:

Ya da halkı sürekli yaratmakta olan, sonra onu iade edecek olan ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah ile beraber başka bir ilah mı? De ki: "Eğer doğru söylüyor iseniz, kesin-kanıt (burhan)ınızı getiriniz." (Neml Suresi, 64)

Onlar görmediler mi ki, Allah yaratmaya nasıl başlıyor, sonra onu iade ediyor? Şüphesiz, bu Allah'a göre kolaydır. (Ankebut Suresi, 19)

Allah, yaratmayı başlatır, sonra onu iade eder, sonra da siz O'na döndürülürsünüz. (Rum Suresi, 11)

Allah kainattaki her detayı, sürekli yaratmaktadır ve bu evrim anlamına gelmemektedir. Bu da diğer yorumlar gibi son derece gerçek dışıdır ve Kuran'da bu iddianın hiçbir dayanağının bulunmadığı kolaylıkla anlaşılmaktadır. Üstelik Ömer Nasuhi Bilmen bu ayeti "… O Haalık-ı Hakim bir topraktan, bir sudan Hazreti Adem'i yarattı." 50 şeklinde, İmam Taberi de "… Adem'in yaratılmasını çamurdan başlatmıştır" 51 şeklinde tefsir etmektedir.

Aşağıdaki ayetteki altı çizili ifadeler de bazı Müslüman evrimciler tarafından sözde evrimsel sürece bir işaret olarak yorumlanmaktadır:

Ey insan, 'üstün kerem sahibi' olan Rabbine karşı seni aldatıp-yanıltan nedir? Ki O, seni yarattı, 'sana bir düzen içinde biçim verdi' ve seni bir itidal üzere kıldı. Dilediği bir surette seni tertib etti. (İnfitar Suresi, 6-8)

Oysa ayette bildirilen sıralamadan evrimsel bir süreç çıkarmak, son derece mantık dışı bir yorum olur. Nitekim Elmalılı Hamdi Yazır da tefsirinde ayeti şu şekilde açıklamaktadır:

"O Rabbin ki seni yarattı. Burada yaratma; bünye ve uzuvları düzgünleştirme, ölçülü yapma, şekil verme ve parçaları birleştirip oluşturmadan daha önce olmak karinesiyle önce var kılmak demek olduğu açıktır. Yine bilinmektedir ki, her nimetin esası olan var olma, ilâhî lütuf ve keremin birincisidir.

Sonra da senin bünye ve uzuvlarını düzgünleştirdi. "Seni bir topraktan, sonra bir nutfeden yarattı. Sonra da seni bir insan şekline getirdi." (Kehf Suresi, 37) buyrulduğu ve daha birçok ayette geçtiği gibi yaratılışını aşamadan aşamaya geçirerek ruh üflenecek şekilde insanlık seviyesine getirdi; bünyeni, uzuvlarını, kuvvetlerini düzenine koydu, düzgünleştirdi de sana bir uyum ve itidal verdi. Burada biri "adl" kökünden birisi de "ta'dil" kökünden şeklinde olmak üzere iki kıraet vardır. İkisi de bir manaya olarak denkleştirmek, normal hale getirmek demek olduğuna göre az önce geçen "tesviye"nin mükemmel hale gelmiş olduğunu ifade etmek üzere birkaç şekilde tefsir edilmiştir.

Mukatil'den rivayet edildiğine göre göz, kulak, el, ayak gibi çift uzuvların denkliği ve ayrıntıları anatomide bilindiği üzere vücudun her taraftan orantılı ve düzgünlüğü demek olup "Evet, onun parmak uçlarını bile düzeltmeye kadir olduğumuz halde" (Kıyamet Suresi, 75/4) ayetinin ifade ettiği gibi olur. Fakat bunda insanlık özelliğini ifade eden itibar ve değer açık değildir. 52

Ebu Ali Farisi'nin yazdığına göre, "sana itidal verdi" demek, bu manaların hepsini ifade edici olarak "Seni en güzel şekle koyup en güzel biçimde çıkardı ve bu denge ile seni akıl, fikir ve kudreti kabul etmeye yetenekli kılıp bu şekilde diğer canlı ve bitkilere hakim kıldı. Seni, bu alemdeki diğer varlıkların ulaşamadığı bir olgunluk derecesine çıkardı." diye tefsir edilmiştir ki "Onun yaratılışını tamamladığım ve içine ruhumdan üflediğim vakit." (Hicr Suresi, 29) ve "Onları, yarattıklarımızın bir çoğundan gerçekten üstün kıldık." (İsra Suresi, 70) manalarına uygundur. Bunların hepsi Allah'ın bir lütuf ve keremidir. 53

Ömer Nasuhi Bilmen de aynı ayeti şu şekilde tefsir etmektedir:

Evet. (O) Kerim Rabbin (ki seni yarattı) seni ademden vücude çıkardı, (sonra seni düzeltti) sana selim, muntazam uzuvlar verdi (de mutedil halde kıldı). Bütün uzuvlarına bir itidal verdi, hilkatini, kametini (endam) güzel bir müvazeneye (ölçme) tabi tuttu. 54

İmam Taberi de İnfitar Suresi'nin 7. ayetinin insanın bir düzen içinde yaratılışına işaret ettiğini ifade etmektedir:

"Ey insan, O Rab ki; seni yaratmış, yaratılışını düzgün kılmış, seni sağlam, düzgün ve dosdoğru bir şekilde meydana getirmiştir. (Yani seni boyu düzgün, oranları sağlam, en güzel heyet ve şekilde tastamam bir insan olarak yaratmıştır) Allah güzel veya çirkin dilediği bir şekilde seni meydana getirmiştir." 55

Yukarıdaki açıklamalardan da görüldüğü gibi ayetlerdeki ifadeler son derece açık ve anlaşılırdır. Allah'ın insanı sağlam, düzgün ve tastamam yaratışı bildirilmektedir. Nitekim benzer ifadeler pek çok ayette de bulunmaktadır. Örneğin Secde Suresi'nde şu şekilde buyurulmaktadır:

Sonra onu 'düzeltip bir biçime soktu' ve ona ruhundan üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne az şükrediyorsunuz? (Secde Suresi, 9)

Bu ayette önce yaratılma ifadesi kullanılmış, daha sonra da göz, kulak ve gönüller var etti buyurulmuştur. Dolayısıyla ayette bu aşamaların hepsinin aynı anda olduğu, yani insanın göz, kulak ve kalbiyle birlikte ve insanın tek bir anda yaratıldığı haber verilmektedir. Bu ayetlerin insanın evrimi yanılgısı içinde yorumlanması ise son derece hatalıdır. Nitekim bu ayet de İslam alimleri tarafından ittifakla aynı şekilde tefsir edilmektedir. Örneğin İmam Taberi şöyle açıklamaktadır:

"… Sonra insanın tastamam bir mahluk olarak düzgün bir şekilde meydana getirmiş, ardı sıra da ona ruhundan üflemiş, böylece o konuşan bir canlı haline gelmiştir… Sesleri duymanıza yarayan kulaklar, şahısları görmenize yarayan gözler, iyiyi ve kötüyü akletmenize yarayan kalpler vermiştir ki, bu bağışlarına karşı Kendisi'ne şükredesiniz…"56

Ömer Nasuhi Bilmen ise ayeti "O Haalık-ı Kerim o teşekküle başlayan insanı zürriyeti beşeriyeden her birini (düzeltti), onun vücudunu anne rahminde iken ikmal etti, layıkı vechile tasvir buyurdu (ve içerisine ruhundan üfürdü) yani; ona hayat verdi, onu ruh namundaki kuvve-i hayatiyeye kavuşturdu… O Haalık-ı Kerim (sizin için işitmeyi) öyle faydalı bir kuvveti ihsan etti, o sayede söylenilen sözleri, birnice sedaları işitir, dinlersiniz (ve) sizin için (gözleri ve gönülleri yarattı) gözlerinizle etrafınızdaki şeyleri görürsünüz, gönüllerinizle faideli, zararlı olan şeyleri anlar, takdir ederbilirsiniz. Bunların her biri ne büyük birer ihsan-ı İlahidir." 57 şeklinde yorumlamıştır.