Darwinistler ideolojilerinden vazgeçmemek için uzaylıları dahi ortaya sürmüşlerdir

Darwinist bir bilim adamının ortaya çıkıp "yaşamı uzaylılar getirdi" demesi olağanüstü derecede küçük düşürücü ve onun adına son derece komik bir olaydır. Dikkatli bakan ve Darwinizm aldatmacasının gerçek yüzünün farkında olan bir kişi, bu açıklamaların çaresizlik ve zavallılık ifadesi olduğunu hemen anlar. Çünkü Darwinistlerin en büyük sorunu, hayatın başlangıcı sorunudur. Tek bir proteinin tesadüfen meydana gelişini hiçbir şekilde açıklayamayan ve bu konuda çaresiz olduklarını anlayan Darwinistler, çözüm olarak şu anda uzaylılara sığınmaktadırlar.

Daha önce bazı Darwinistlerle ilgili olarak dikkat çektiğimiz önemli bir nokta vardır: Bazı Darwinistler, ayette belirtildiği gibi, "mucizeler dahi görseler" Allah'ın varlığını inkar içindedirler. Bu, bazı inkarcıların Kuran ile bizlere tarif edilen özellikleridir. Bu insanlar, gerçeği ve doğruyu çok iyi bildikleri halde, Kuran'a göre yalnızca kapıldıkları büyüklük hissinden dolayı inkar içindedirler.

Bazı ateist Darwinistlerin başı çektiği bu uzaylı aldatmacası da söz konusu durumdan doğmuştur. Proteinin tesadüfen meydana gelemeyeceği gerçeği, canlıların yaratıldıklarını ispatlayan önemli delillerden yalnızca biridir. Fakat bazı Darwinistler zaten Allah'ın varlığı gerçeğini inkar amacında olduklarından (Allah'ı tenzih ederiz) proteinlerle ilgili bu önemli gerçeği görmezden gelirler. Ve tek bir proteini dahi olağanüstü komplekslikte yaratmaya kadir olan Allah'ın varlığını kabul etmek yerine "yaşamı uzaylılar getirdi" diye olağanüstü derecede mantıksız bir iddianın savunucusu haline gelmişlerdir. Bu, şaşırtıcı bir cesaret ve aslında müthiş bir acizliktir. Bu akıl almaz iddiadaki Darwinistler, sapkın dinleri uğruna tam anlamıyla küçük düşmektedirler.

Darwinistler bunu yaparken, şu sorunun cevabını veremeyeceklerini akledememektedirler: İddia ettikleri şekilde oluşan bu hayali ve kompleks molekül nasıl ortaya çıkmıştır? Uzayda bir yerde bile olsa, tesadüfen meydana gelemediğine göre, onu var eden, insandan çok daha üstün bir aklın varlığı gerekir. Bu, sahte Darwinist iddianın çöküşü demektir. Darwinistlerin diğer iddiaları olan organik moleküllerin uzaydan gelip, Miller'in deneyindeki gibi bir cold trap (soğuk tuzak) içine yakalanarak bir canlı hücre meydana geldiği hikayesi de aynı mantıksızlıktaki bir hikayedir.

Bir hücreyi oluşturan tüm organik moleküller, hatta tek başına oluşması imkansız proteinler bile bir arada olsa ve şartlar Darwinistlerin iddia ettikleri şekilde oluşsa bile, bir hücrenin tesadüfen meydana gelebilmesi imkansızdır. Darwinistler laboratuvarda istedikleri şartlarda, bilinçli ve kontrollü olarak hücrenin en küçük parçalarını dahi meydana getirememektedirler. Tek bir tane proteini bile açıklayamamaktadırlar. Darwinistler insanlarla oyun oynamaktadırlar. Uzaylı aldatmacalarıyla aslında insanlara yönelik bakış açılarını göstermektedirler. 150 yılın aldatmacası olan evrim ellerinden gidecek diye bu tür saçmalıkları insanlara hala dayatabileceklerini sanmaktadırlar.

Darwinistler istedikleri kadar çabalasınlar, Yüce Allah'ı inkar amacıyla (Allah'ı tenzih ederiz) getirdikleri her türlü iddia, yalnızca kendilerini küçük düşürecektir. Çünkü bu alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'ın vaadidir. Bir ayette Rabbimiz inkar edenlerin aşağılık kılınacağını şöyle bildirmektedir:

…bilin ki Allah'ı aciz bırakacak değilsiniz. Gerçekten Allah, inkar edenleri hor ve aşağılık kılıcıdır. (Tevbe Suresi, 2)

Uydurma Evrim Haberleri

Proteinlerin tesadüfen meydana gelemeyeceğini artık inkar edemeyen, fakat Yüce Allah'ın üstün Kud-retini kabul etmek yerine, materyalist mantığın getirdiği sahtekar ruhu bırakmak istemeyen bir kısım Darwinistler, uzaylılara sığınmakta sakınca görmemektedirler. Sanki uzay iddiası, proteinin ilk olarak na-sıl meydana geldiği gibi en temel soruya bir çözüm olacakmış gibi sahtekarlık yapar ve insanları aldatmaya çalışırlar. Ancak gerçekte, Darwinistlerin uzay iddiası, çok derin ve kapsamlı bir çaresizliğin göstergesidir. Yenilmişliğin ve çözümsüzlüğün bir tezahürüdür. Darwinistleri küçük düşüren en temel iddialardan biridir. Yaşam, ne uzaydan gelmiş ne de tesadüfen dünya üzerinde başlamıştır. Yaşam, Rabbimiz'in "Ol" emri ile gerçekleşmiş ve olağanüstü güzellik, çeşitlilik ve komplekslikle tüm dünyada var olmuştur. Moleküler biyolojinin, genetiğin ve 350 milyon fosil ile bilimin de bize gösterdiği tek sonuç budur.
1- Güneş, 15. 01.2000 2- Radikal, 20. 10. 2005 3- Sabah, 03. 02. 2003 4- Radikal, 11. 12. 2008
5- Vatan, 14. 11. 2005 6- Hürriyet, 20. 11. 2005 7- Bugün, 08. 12. 2008 8- Bugün, 11. 12. 2008
9- Radikal, 10. 08. 2005 10- Sabah, 06. 04. 2005 11- Vatan, 14. 11. 2005 12- Vatan, 05. 12. 2006
13- Sabah, 08. 12. 2008