Evrim Düşüncesini Savunmak, Komünizmin Yayılmasını Kolaylaştırır

Marx, kitabı Das Kapital'i Darwin'e ithaf etmek istemişti.

Komünizm, gerek dayandığı materyalist felsefe, gerekse ileri sürdüğü tarih analizi nedeniyle din ahlakına düşman bir ideolojidir. Nitekim Allah'ın varlığının inkar edilmesi bu felsefenin başlangıç noktasıdır. Komünizm dini kendi sapkın görüşlerine göre "yönetici sınıfların aracı" olarak tarif eder ve hedeflediği komünist toplum için dinin yok edilmesini şart koşar.

Bu nedenle de tüm komünist rejimler dine düşman olmuştur. Dini değerlere saldırmış, ibadethaneleri ortadan kaldırmışlar ve halka ibadet yasağı getirmişlerdir. Sovyet Rusya, Kızıl Çin, Kamboçya, Bulgaristan, Arnavutluk gibi ülkelerdeki komünist rejimler, kitle katliamları yapabilecek kadar din düşmanı bir politika izlemişlerdir.

Marksist ideolojinin söz konusu din düşmanlığında Darwinizm'in çok büyük bir etkisi vardır. Darwin, Marksizm'in ateizmine sözde bilimsel bir temel kazandırmıştır. Bu nedenledir ki, Marx ve Engels Darwin'e büyük minnettarlık duymuşlardır. Engels'in Darwin'e yönelik övgüleri dikkat çekicidir:

Darwin, bütün organik varlıkların, bitkilerin, hayvanların ve insanın kendisinin, milyonlarca yıldır olagelen bir evrim sürecinin ürünleri olduğunu kanıtlayarak metafizik doğa görüşüne en ağır darbeyi indirdi. 35

Engels, Darwin'in teorisiyle evrim sürecini açıkladığını öne sürerken büyük bir yanılgı içindeydi. Çünkü Darwin'in teorisi hiçbir bilimsel delile dayanmıyor, birtakım önyargılar ve önkabullere dayalı kişisel düşünceleri dile getiriyordu. Nitekim gelişen bilim, Darwin'in öne sürdüğü bu görüşlerin hiçbirinin gerçeklik payı olmadığını tek tek ortaya koydu. Geçen zaman içerisinde, elde edilen her bilgi ve bulgu, materyalistlerin umduğu gibi evrim teorisini değil, yaratılış gerçeğini bir kez daha ispatladı.

Komünizmin fikir babalarından
Friedrich Engels

Marx ve Engels'in ortaya koyduğu diyalektik materyalist felsefenin özünde çatışma vardı, buna göre evren zıtlar arasındaki daimi çatışma kuralıyla işliyordu. Bu tıpkı Darwin'in tabiatta var olduğunu iddia ettiği yaşam kavgası gibiydi. Darwinizm, tüm insanlık tarihini bir çatışma alanı olarak gören ve yeni çatışmalar için zemin hazırlayan komünist ideolojinin en büyük dayanağı oldu.

Evrimci P. J. Darlington vahşetin evrim teorisine inanmanın doğal bir sonucu olduğunu şöyle belirtir:

"Birinci nokta bencillik ve vahşet içimizdeki doğal bir şeydir, en uzak atamızdan bize miras kalmıştır… O zaman vahşilik insanlar için normaldir; evrimin bir ürünüdür." 36

Evrimcilerin bu iddiası, tıpkı diğer iddiaları gibi, doğru değildir. İnsan aklı, vicdanı ve muhakemesiyle neyin iyi neyin kötü olduğunu ayırabilir. Bencillik, nankörlük, öfke, kin, husumet gibi kötü duyguları bildiği gibi, bu kötülüklerden nasıl sakınabileceğini de bilir.

Marksistler, ideolojilerini topluma kabul ettirebilmelerinin yolunun Darwinizm'i benimsetebilmekten geçtiğini düşünürler. Özellikle de Darwin'in aldatmacalarından "Şiddet ve çatışma değişmez bir doğa yasasıdır" prensibine çok önem verirler. İşte bu sebepten dolayı dünyada komünizmi ideoloji olarak benimseyen bütün terör örgütleri, eğitim kamplarında militanlarına aylarca komünizm, diyalektik materyalizm ve Darwinizm eğitimi vermektedir. Darwin'in teorisi komünizmin etkisindeki bu insanlara aslında bir hayvan oldukları ve hayvanlar nasıl yaşam için mücadele ediyorlarsa kendilerinin de öyle davranması gerektiği yalanını telkin eder. Bundan dolayı pek çok genç insan, kolayca cinayet işleyebilen, çocuklara ve hatta bebeklere acımasızca kurşun sıkmaktan çekinmeyen caniler haline gelmektedir.

"Darwinizm'e sıradan bir teori gözüyle bakanlar bu teoriden bir zarar ummayabilirler. Fakat yakın geçmişte yüz milyonlarca insan bu ideolojinin     zulmüne uğramıştır. Gerek kendi toplumlarına gerekse işgal ettikleri diğer ülkelerin halklarına zulmeden diktatörler, Darwinizm'den ilham    almışlar ve Darwinist öğretileri kendilerine kılıf edinmişlerdir. "

Komünist ideoloji bu şekilde 20. yüzyıl boyunca pek çok ülkede gerilla mücadelelerine, kanlı terör eylemlerine ve iç savaşlara neden olmuştur. İşte Darwinizm'e karşı fikri mücadele bu bakımdan da önemlidir; eğer Darwinizm'in geçersizliği ortaya çıkar ve Darwinizm çökerse onu temel alan Marksist felsefeler de kendilerine hayat sahası bulamayacaklardır. Darwinizm'in din karşıtı komünist ideoloji üzerinde böylesine önemli bir etkisi varken, ona verilecek her türlü desteğin komünizme verilmiş bir destek anlamına geleceği açıktır. Özellikle de bazı Müslümanların yaptığı gibi Darwinizm'i makul göstermeye çalışmak, onun sözde dinle bağdaştığını, aslında Allah'ın canlıları evrimle yarattığını -hiçbir doğruluğu olmadığı halde- iddia etmek, komünizmi de meşru hale getirmek demektir. Aynı şekilde komünistler de din ve Darwinizm'in birbirleriyle bağdaşmadığını çok iyi bilirler. Fakat Darwinizm'i ve komünizmi daha geniş çevrelere yayabilmek amacıyla bu duruma ses çıkartmazlar. Önemli olan ilk adım olarak Darwinizm'e bir kapı açabilmektir. Sonraki aşamada komünizmin yayılması daha kolay olacaktır. Pek çok Darwinist'in evrimsel yaratılışa inanan inançlı kesimlere seyirci kalmasının altında yatan ana sebep budur.

Robert Shapiro

Oysa komünistlerin evrim inançları, ideolojilerine olan körü körüne bağlılıklarından kaynaklanmaktadır. Örneğin evrimci kimya profesörü ve DNA uzmanı Robert Shapiro, evrim teorisinin temel iddiası olan, "cansız maddelerin kendi kendilerini organize ederek DNA veya RNA'yı oluşturdukları" iddiasının hiçbir bilimsel veriye dayanmadığını açıklar ve şöyle der:

Bizi basit kimyasalların var olduğu bir karışımdan, ilk etkin replikatöre (DNA veya RNA'ya) taşıyacak bir evrimsel ilkeye ihtiyaç vardır. Bu ilke "kimyasal evrim" ya da "maddenin kendini örgütlemesi" olarak adlandırılır, ama hiçbir zaman detaylı bir biçimde tarif edilmemiş ya da varlığı gösterilememiştir. Böyle bir prensibin varlığına, diyalektik materyalizme olan bağlılık uğruna inanılır. 37

Shapiro'nun açıkça ifade ettiği gibi, evrim teorisinin ısrarla savunulmasının ardında, materyalist felsefeye olan dogmatik bir bağlılık yatmaktadır. Bu ise bizlere, evrim teorisine verilecek herhangi bir desteğin, doğrudan materyalist felsefeyi desteklemek anlamına geleceğini gösterir. Bir toplumda materyalist felsefenin yaygınlaşması ise, kaçınılmaz olarak komünist ideolojiye zemin hazırlar. Bu bağlantı, komünist ideolojinin Darwinizm'den beslendiğini açıkça ortaya koymaktadır.

Evrim teorisine destek veren Müslümanların, bu gerçek üzerinde de düşünmeleri gerekmektedir. 19. yüzyıldan bu yana her zaman dinin en şiddetli düşmanları olan komünistlerle ortak bir görüşü, hem de "komünizmin sözde bilimsel temeli" olan bir görüşü savunmak, elbette bir Müslümanın içine düşmemesi gereken bir gaflettir. Komünizmin gerçekte ölmediğini, bugün dünyanın pek çok ülkesinde örtülü bir şekilde yeniden örgütlendiğini ve dünyayı tehdit etmek için uygun ortam kolladığını düşünürsek, bu konunun önemi daha da açık ortaya çıkar. (Ayrıntılı bilgi için Bkz. Komünizm Pusuda, Harun Yahya, 2001)

—-
35. Marx-Engels, Seçme Yapıtlar 3, Sol Yayınları, s. 156

36. P.J.Darlington, Evolution for Naturalists, s. 243

37. Robert Shapiro, Origins: A Sceptics Guide to the Creation of Life on Earth, Summit Books, New York, 1986. s. 207