Siyaset Meydanı programında hiç bahsedilmeyenler

Uzun saatler tartışılan Siyaset Meydanı programında Darwinist tüm iddiaları temelinden yıkacak ve Celal Şengör’ün tüm açıklamalarını kısa süre içinde yok edecek son derece önemli bazı hususlardan bahsedilmemiştir. O ortamda izleyici olarak bulunan herkesi hemen ikna edecek ve Darwinist propagandanın sürdürülmesine mani olacak bu hususlar şunlardır:

1.    Cinler ve melekler nasıl yaratıldı?

Allah’ın canlıları evrimle yarattığı yanılgısıyla ortaya çıkanlar, meleklerin ve cinlerin yaratılışı konusu gündeme gelince suskun kalırlar. Allah cinlerin ve meleklerin yaratılışını ayetlerinde bildirir:

 

Andolsun, insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık. Ve Cann’ı da daha önce ‘nüfuz eden kavurucu’ ateşten yaratmıştık. (Hicr Suresi, 26-27)

Hamd, gökleri ve yeri yaratan, ikişer, üçer ve dörder kanatlı melekleri elçiler kılan Allah’ındır; O, yaratmada dilediğini arttırır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir. (Fatır Suresi, 1)

 

İnsanın ve canlıların evrimle meydana geldiğini iddia edenler, nurdan yaratılmış meleklerin, ateşten yaratılmış cinlerin oluşumunu elbette ki evrimle açıklayamazlar. Allah’ın kadrini takdir edemeyen, Allah’ın tüm sebeplerden münezzeh olduğunu fark edemeyen ve Rabbimiz’in “Ol” emriyle yarattığını kabul edemeyen insanlar için meleklerin ve cinlerin varlığı, tüm sahte iddiaları ortadan kaldırır. Çünkü cinlerin ve meleklerin varlığı şu açık gerçeği ortaya çıkarır: Melekler ve cinler evrimle yaratılmadıkları gibi, insan da evrimle yaratılmamıştır.

2.    Ahiretteki yaratılma nasıl olacak?

İnsan etten kemikten oluşan bir varlıktır. Ölümüyle birlikte tüm dokuları çürür ve yok olur. Baki kalacak olan Allah’ın bahşettiği ruhudur. Ve ruhu, ahiretteki sonsuz hayatını geçirmek üzere cennete veya cehenneme sevk edilecektir. Fakat insan, ahirette yine bir beden içinde var olacaktır. Cehennem ehlinin gözleri, kulakları, derisi olacak ve aleyhine şahitlik edecektir. Allah, dünyada çürüyüp yok olmuş olan bedeni ahirette yoktan, bir anda yaratacaktır. Bazı kişilerin iddia ettiği şekilde Allah’ın yoktan yaratmak için insanın dünyada kalmış bir kemik parçasına ihtiyacı yoktur (Allah’ı tenzih ederiz). Allah, ilkin nasıl yarattıysa, ahirette de yalnızca “Ol” emri ile yoktan yaratacaktır. Rabbimiz bir ayetinde şöyle buyurur:

 

Çünkü O, ilkin var eden, (sonra dirilterek) döndürecek olandır. (Büruc Suresi, 13)

De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da, böylelikle yaratmaya nasıl başladığına bir bakın, sonra Allah ahiret yaratmasını (veya son yaratmayı) da inşa edip yaratacaktır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir. (Ankebut Suresi, 20)

 

3.    Hz. Musa’nın asası nasıl yılana dönüştü? Hz. İsa’nın kuş biçimine soktuğu çamur, nasıl kuşa dönüştü?

Darwinizm’i körü körüne savunanlar, Kuran’da belirtilen Musa’nın asasının yılana dönüşmesini ve İsa’nın çamurdan yaptığı kuşun canlanmasını asla açıklayamazlar.

Yüce Allah Hz. Musa’nın asasının yılana dönüşmesini ayetlerinde şu şekilde haber verir:

 

Dedi ki: “O, benim asamdır; ona dayanmakta, onunla davarlarım için ağaçlardan yaprak düşürmekteyim, onda benim için daha başka yararlar da var.” Dedi ki: “Onu at, ey Musa.” Böylece, onu attı; (bir de ne görsün) o hemen hızla koşan (kocaman) bir yılan (oluvermiş). (Taha Suresi, 18-20)

Biz de Musa’ya: “Asanı fırlatıver” diye vahyettik. (O da fırlatıverince) bir de baktılar ki, o bütün uydurduklarını derleyip-toparlayıp yutuyor. (A’raf Suresi, 117)

 

Hz. Musa’nın dayanıp ağaçtan yaprak düşürdüğü asası, Allah’ın emri ile bir anda canlı, üreyen, beslenen, mükemmel, tam ve kusursuz bir yılan haline gelmiştir. Bir tahta parçası, Allah’ın dilemesiyle yalnızca birkaç saniye içinde mükemmel bir yılana dönüşmüştür. Bu delil, Kuran’da evrim teorisine delil olduğu iddiasını kesin olarak ortadan kaldırmaktadır.

Yüce Allah, Hz. İsa’nın çamurdan yaptığı kuşu, canlı kuşa dönüştürmesini ayetinde şu şekilde haber verir:

 

Allah şöyle diyecek: “Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu’l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana Kitab’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle iyileştiriyordun, (yine) Benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrailoğulları’na apaçık belgelerle geldiğinde onlardan inkara sapanlar, “Şüphesiz bu apaçık bir sihirdir” demişlerdi (de) İsrailoğulları’nı senden geri püskürtmüştüm.” (Maide Suresi, 110)

Hz. İsa’nın çamurdan yaptığı kuş, Allah’ın izni ve dilemesiyle bir anda canlı, mükemmel, tam ve kusursuz kanat yapısı ile uçabilen, üreyebilen, beslenebilen kuşa dönüşmektedir. İşte bu yoktan yaratılış, Darwinistlerin asla açıklamasını yapamayacakları büyük bir mucizedir. Ve yeryüzündeki tüm canlıların yoktan yaratılışına bir delildir.

4.    Kapkaranlık beyninin içinde renkli dünya gören ve gördüklerini algılayan kim?

Darwinistler kendilerince mükemmel komplekslikteki göz hakkında demagoji yapadursunlar, Darwinistleri en büyük yenilgiye uğratan gerçeklerden biri, GÖRENİN ASLINDA GÖZ OLMADIĞIDIR.

Göze çarpan foton, gözden beyne giden ise elektrik sinyalidir. Elektrik sinyali gözden yola çıkarak beynin görme merkezi denilen mercimek büyüklüğündeki bir alana ulaşır. Ve mercimek büyüklüğündeki bu alanda bir görüntü oluşur. Burada oluşan görüntüyü de izleyen BİR GÖZ VARDIR. İŞTE ASIL MÜKEMMEL OLAN “O” GÖZDÜR. O göz, kendisine gelen elektriği görür. Hem de mükemmel bir derinlik algısıyla, capcanlı, hareketli üç boyutlu, rengarenk ve kusursuz olarak. Oysa orası kapkaranlıktır. Elektrik sinyalinin ilerlediği yer de, beynin görme merkezi de, beynin içi de zifiri karanlıktır. Ama oradaki göz, en yüksek teknolojiyle üretilmiş hiçbir televizyonun göremediği bir netlik ve mükemmellikte, billur gibi canlı bir görüntü görür. Ve bu gördüğü görüntüleri yorumlayarak hisseder, üzülür, sevinir, sever, beğenir, analiz yapar, hatırlar, sonuç çıkarır.

Dışarıdaki hareketli, renkli ve üç boyutlu dünyayı beynimizde izleyen, tüm bunları gören göz RUHUMUZDUR. Ruh, tamamen metafiziktir, maddesel hiçbir kavramla açıklanamaz. İşte bu nedenledir ki ruh, her şeyin varlığını madde ile açıklamaya çalışan materyalistler, ateistler ve Darwinistler için bir panik sebebidir. Yüce Allah’ın insana bahşettiği ruh, Darwinizm’i ve Darwinistlerin savunduğu her türlü fikir sistemini temelinden çökertip yok eder.

 

Darwinistler ve farkında olmadan sapkın bir din olan Darwinizm’in savunuculuğunu yapanlar şu gerçeği mutlaka bilmelidirler: Allah her türlü eksiklikten ve noksanlıktan münezzeh olan, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır (Allah’ı tenzih ederiz). Dolayısıyla, Allah’ın yaratması için de hiçbir sebebe, araca, aşamaya ihtiyaç yoktur. Dünyada herşeyin belli sebeplere, doğa kanunlarına bağlı olması kimseyi yanıltmamalıdır. Allah, tüm bu sebeplerin Yaratıcısı olarak bunlardan tamamen münezzehtir.

Allah cinleri, melekleri, yılana dönüşen Musa’nın asasını, çamurdan kuşu ve ahiretteki yoktan yaratmayı yarattığı gibi, yeryüzündeki tüm canlı varlıkları da aynı şekilde, yalnızca “OL” emri ile yaratmıştır. Bir ayette belirtildiği gibi, Allah’ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur:
Sonuç:

 

Öyleyse sen yüzünü Allah’ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah’ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah’ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler. (Rum Suresi, 30)

http://harunyahya.org/tr/Makaleler/13432/Siyaset-Meydani-programinda-hic-bahsedilmeyenler