Uzaydan gelen hayat komedisi
Evrimci çevreler ilkel dünya şartlarında tesadüfen canlılığı oluşturabilecek amino asit oluşamayacağı gerçeği karşısında yeni açıklama arayışlarına yönelmiştir. Ortaya atılan yeni iddialardan birine göre, uzaydan yeryüzüne düşen meteorlarda bulunan amino asitler ile organik maddeler reaksiyona girmiş ve böylece canlılık oluşmuştur.
Bu görüşe göre, ilk canlı dünya dışında, başka gezegenlerde oluşmuştur. Daha sonra bu canlıların spor ya da tohumları göktaşları ile Dünya’ya taşınmış ve canlılık başlamıştır. Ancak bugünkü bilgilere göre spor ve tohumların uzayda, Dünya’ya gelişleri sırasında sıcaklık, basınç, zararlı ışınlar vb. koşullara dayanması mümkün görülmemektedir.174
Dünya’ya düşen meteorların, atmosfere girdikleri anda başlayan yüksek ısı ve çarpma anındaki şiddet nedeniyle Dünya’ya canlı bir organizma taşımaları mümkün değildir. Üstte Arizona’daki büyük meteor çukuru görülmekte. Öte yandan, Dünya dışında canlı varlıklar olduğu varsayılsa bile bunların kökenine de yaratılış dışında bir açıklama getirmek imkansızdırb. |
Uzayda mevcut olan ortam, canlıların yaşamını imkansız hale getirmektedir. Ünlü Rus bilim adamı George Gamow, bu konuda şunları söyler:
Uzayda yolculuk yapan sporları bekleyen ve donarak ölmekten daha ciddi olan bir tehlikeyi unutmamak gerekir. Çok iyi bilindiği gibi Güneş’ten önemli miktarda mor ötesi ışınlar yayılmaktadır. Yeryüzünü kuşatan atmosfer tabakasının çok azının geçmesine müsaade ettiği bu ışınlar; uzay boşluğu içinde kendilerini muhafaza edebilecek koruyucu mekanizmaları bulunmayan bu mikroorganizma sporları için en büyük tehlikedir ve onları bir anda öldürebilecek güçtedir. Bu sebeple bakterilerin hayali yolculukları daha en yakın gezegene dahi ulaşmadan onların ölümüyle sonuçlanacaktır. 1966 yılında yapılan bir başka araştırma neticesi “uzaydan gelme” hipotezinin tamamen terk edilmesine sebep olmuştur. “Gemini-9” uzay aracının dış yüzeyine özellikle seçilmiş en dayanıklı mikroorganizmalar yerleştirildikten sonra uzaya gönderilmişti. Yapılan incelemelerde bunların tamamının yedi saat dahi geçmeden öldüğü görüldü. Halbuki bu hipoteze göre hayatı başlattığı ileri sürülen bakterilerin yolculuğunun yıllarca sürmesi gerekirdi.175
Yukarıdaki ifadeler son derece açıktır. Bilimsel araştırmalar sonucu ortaya çıkan gerçek, uzaydan canlı mikroorganizmaların yeryüzüne ulaşmasının imkansız olduğudur. Ancak ilk Dünya koşullarında, uzaydan çok bol miktarda amino asit gelseydi ve hatta yeryüzü tamamen amino asitlerle kaplı olsaydı; bu, canlıların kökenini açıklayan bir durum olmazdı. Çünkü amino asitlerin tesadüfen ve rastgele biraraya gelerek son derece kompleks, üç boyutlu bir proteini ve proteinlerin hücrenin organellerini, ardından bu organellerin de tüm mucizevi yapısıyla bir canlı hücreyi meydana getirmesi mümkün olmazdı.
174. Özer Bulut, Davut Sağdıç, Selim Korkmaz, Biyoloji Lise 3, MEB Basımevi, İstanbul, 2000, s.182.
175. Musa Özet, Osman Arpacı, Ali Uslu, Biyoloji 3, Sürat Yayınları, Ağustos 1999, s. 254.
http://harunyahya.org/tr/Evrim-Sozlugu/16151/Uzaydan-gelen-hayat-komedisi