Darwinizm’in Olumsuz Etkisi Sürüyor

Kitabın önceki bölümlerinde de sık sık vurguladığımız gibi, inançlı insanların bir bölümü evrim teorisinin geçmişte kaldığını, günümüz bilim dünyasında artık kabul görmediğini, dolayısıyla Müslümanlar açısından o kadar önemsenecek bir tehlikenin söz konusu olmadığını zannederler. Bu nedenle de bu teorinin sahtekarlıklarını, bilim dışı iddialarını, dünya üzerinde meydana getirdiği büyük felaketleri ortaya koymayı kendilerince önemsiz görürler. Darwinizm’in insanları din ahlakından uzaklaştıran büyük bir bela olduğu gerçeğinin anlatılmasından rahatsız olurlar. Darwinizm’le ilmi mücadele yürüten kimseleri ve yaptıkları dünya çapındaki faaliyetleri de kendilerince gereksiz görüp, küçümserler.

Oysa bu kimseler çok büyük bir yanılgı içindedirler ve açık gerçeklere gözlerini kapamış durumdadırlar. Onların düşündüklerinin aksine, günümüzde evrim teorisi -bilim karşısında tüm dayanaklarını yitirdiği halde- yalnızca ideolojik yönü nedeniyle geniş bir kesim tarafından savunulmaktadır. Pek çok ülkede, üniversitelerde, medyada ve eğitim kurumlarında Darwinistler son derece etkindir. Üstelik bu etki sürekli artış göstermektedir. Bilimsel gerçekler bu teoriyi tarihin karanlık sayfalarına gömmüş olsa da, Darwinizm’e bağlılık bir zayıflama göstermemektedir. Materyalist ve ateist dünya görüşünün sözde bilimsel dayanağını oluşturan evrim teorisi, her ne pahasına olursa olsun belli çevreler tarafından kesintisiz bir şekilde desteklenmektedir. Darwinizm’in materyalist kaygılarla desteklendiğini, evrim teorisini eleştiren bilim adamlarından biri olan Amerikalı profesör Phillip Johnson, Marksist zoolog Richard Lewontin’in iddialarını değerlendirdiği bir yazısında şöyle açıklamaktadır:

Darwinizm, felsefi olarak tarafsız olması gereken (bilimsel) kanıtlara değil, materyalizme olan “a priori” (önceden kabul edilmiş, doğru varsayılmış) sadakate dayalıdır. Felsefeyi bilimden ayırdığınızda, kibir kulesi yıkılıverir. Toplum bunu tam olarak anladığında, Lewontin’in Darwinizm’i, bilimsel müfredattan silinmeye başlayacak ve tarihin tozlu raflarında Lewontin’in Marksist görüşlerinin yanında yerini alacaktır.38

darwinizmin-olumsuz-etkisi-suruyor-School-Violence

1. Time dergisi, “Silahlı ve Tehlikeli” başlığıyla kapak konusunda ele aldığı haberinde, Amerika’da okullarda meydana gelen şiddet olaylarına dikkat çekmiştir.
2. Newsweek dergisinin “Okul Bahçesinde Katiller” başlıklı haberinde, Arkansas’da bir lisede meydana gelen şiddet olayı haber yapılmıştır.
3. Newsweek dergisinin “Canavarlar Yan Komşumuz mu? Onları Buna Ne Yöneltti?” başlıklı haberinde bir başka okul katliamı incelenmektedir. Bu katilamda, ortada resimleri görülen iki genç 13 arkadaşlarının ölümüne sebep olmuşlardır.

Evrimciler bilim dünyasında adeta bir baskı sistemi kurmuşlardır. Gerek bilimsel yayınlarda, gerek medyada hep tek taraflı yorumlar yapılmakta ve evrim teorisi adeta kesin bir gerçek gibi sunulmaktadır. Özellikle de geniş bir kitle üzerinde etkili olan bir kısım medya, son derece alakasız bulgu ve konuları dahi evrimin yeni bir kanıtı gibi yansıtmaktadır. Bu haberlerle gerçekler saptırılmakta, insanlar kandırılmaktadır. Dünyanın pek çok ülkesinde okullarda ve üniversitelerde Darwinist akademisyenler desteklenmekte, Allah inancına sahip bilim adamlarının ise akademik kariyerleri engellenmeye çalışılmaktadır. Darwinizm’i reddettikleri için çoğunun kitapları, makaleleri bilimsel yayınlarda yer almamakta, bir taraftan da hiçbir doğruluk ifade etmediği halde “gericilikle” suçlanmaktadırlar. Çoğu Batı ülkelesinde eğer bir bilim adamı akademik kariyer yapmak istiyorsa, Darwinci safsatalara göz yummak, hatta bunları ister istemez savunmak zorundadır. Aksi takdirde akademik kariyerinde yükselmesi, hatta bulunduğu üniversitede kalıcı olması dahi çok zordur.

Biyokimya profesörü Micheal Behe, bilim dünyasında materyalizmin hakim olduğunu ve bilimin halka nasıl yansıtıldığını şöyle ifade eder:

Evrenin nasıl çalıştığıyla ilgili neredeyse tüm bilgiler, ayırt edilmeden, önce katı bir materyalist filtreden geçirilir. Daha sonra halka sunulur… Bilimsel literatür tamamen bu anlayışı yansıtır. Çalışmalar çoğunlukla, hem genelde hem de özel konularda, doğanın bilinen ve emin olunan işleyişinden bahseder. Okul kitapları bu kanaati öğrencilere ileterek görevlerini yerine getirmiş olurlar. Bu tanımlamalar, boşluklardan veya cevaplanamayan sorulardan hiç bahsetmez. Bunun yerine, herşeyin bilindiği, en azından hemen herşeyin bilindiği ve laboratuvarlarda test edildiği izlenimi verilir. Eğer teoriye uymayan bir kanıt varsa, o zaman da teoriden değil kanıttan şüphe edilir… Sorun, mantıklı iddialara dayalı olmayan, sosyal baskıyla yaygınlaştırılan materyalizmdir.39

Micheal Behe’nin de dikkat çektiği Darwinistlerin bu yaklaşımı, evrimci Frank Harold’ın The Way of The Cell (Hücrenin İşleyişi) kitabında açıkça ifade edilmektedir:

Bir prensip meselesi olarak, tesadüflerin ve gerekliliğin yerine akıllı bir düzenin kabul edilmesine karşı çıkmalıyız. Ancak öte yandan, Darwinist yorumların, herhangi bir biyokimyasal sistemi açıklamaktan çok uzak olduğunu, bunların sadece böyle olmasını dileyen spekülasyonlardan ibaret olduğunu kabul etmemiz gerekir.40

darwinizmin-olumsuz-etkisi-suruyor-School-Violence

Okullarda şiddetin yaygınlaşması pek çok Avrupa toplumunda ve Amerika’da ciddi bir sorundur. Gençlerin şiddete yönelmesinin temelinde ise Darwinist telkinlerin büyük etkisi vardır. Okul sıralarında, insanların sözde birer hayvan olduğunu, bencil ve saldıgan olmanın insanın doğasının gereği olduğu yalanını öğrenen çocuklar, gözlerini kırpmadan okul arkadaşlarını veya öğretmenlerini katledebilmektedirler. Eğer Batılı toplumlar okullarda yaşanan şiddete samimi olarak son vermek istiyorlarsa, Darwinist eğitimden vazgeçmelidirler.

Görüldüğü gibi Harold, evrim teorisinin canlılığın oluşumunu açıklamasının mümkün olmadığını kabul etmekte, ancak evrendeki ve canlılardaki düzeni yaratan Üstün bir Aklın yani Allah’ın varlığını kabul etmemektedir. Bunun “prensiplerine” aykırı olduğunu söylemektedir. Frank Harold’ın bahsettiği prensipler, materyalist prensiplerdir ve bilim dünyasında oldukça yaygındır.

Phillip Johnson ise, evrim teorisinin dini inançlara karşı nasıl bir tür silah olarak kullanıldığını şöyle anlatmaktadır:

Modern bilimin liderleri, kendilerini bir Yaratıcı’nın var olduğunu kabul edenlere karşı girişilen bir savaşın öncüleri olarak görmekteler… Darwinizm ise, bu savaşta yeri doldurulamaz bir ideolojik rol oynamaktadır. İşte bu nedenle, bugün bilim çevreleri, Darwinizm’i test etmeyi değil, ne olursa olsun korumayı kendilerine amaç edinmişlerdir. Bilimsel araştırmaların kuralları da, bu ideolojiyi doğrulayacak şekilde belirlenmektedir.41

Johnson’ın da belirttiği gibi, evrimci bilim adamları akademilerde, üniversitelerde bir çeşit “diktatörlük” oluşturmuşlardır. Bu kişiler bazı üniversiteleri Darwinist eğitim yuvaları haline getirmekte ve buralarda materyalist felsefeyi bilim zanneden insanlar yetiştirmektedirler. İnançlı insanların ise akademik kariyer sahibi olmaması gerektiği düşünülmektedir. Bunun en belirgin örneklerinden birini ülkemiz evrimcilerinden Prof. Dr. Ali Demirsoy, “Eğer bir bilim adamı herhangi bir şekilde Tanrı’ya inanırsa üniversitede bulunmaması lazım. Allah’a inananı üniversiteden atarım” benzeri ifadeler kullanarak, ön yargılı evrimci bakış açısını tüm açıklığıyla ortaya koymuştur.

İnançlı bilim adamlarının yaratılışın bilimsel delillerini ortaya koymaları, bilim dünyasının çoğunluğu, özellikle de materyalist düşüncenin hakim olduğu kurumlar ve akademiler tarafından tepkiyle karşılanmakta, ancak ateizm veya materyalizm propagandası yapılmasına asla karşı çıkılmamaktadır. Phillip Johnson bu durumu şöyle ifade etmektedir:

Akademi (Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi), Richard Dawkins bilimsel otoritesini kullanarak ateizmi teşvik ettiğinde veya Carl Sagan Cosmos dizisinde ‘evrenin sonsuzdan beri var olduğunu ve hep var olacağını” söylediğinde, tepki göstermez. Tam tersine, Akademi Sagan’ı madalyayla ödüllendirmiştir.42

Belki de bazı inançlı insanlar bu gerçekleri bilmedikleri için olayları hatalı bir iyimserlik içinde değerlendirmekte ve bu nedenle de Darwinizm’i kendilerince tehlikeli bulmamaktadırlar. Oysa söz konusu materyalist ve ateist çevreler Darwinizm’den aldıkları sözde bilimsel destekle, din ahlakına ve dindarlara karşı ciddi bir mücadele yürütmektedirler. Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar materyalist, ateist, inkarcı çevrelerin zulümleriyle, baskı ve yıldırma politikalarıyla karşı karşıya bulunmaktadırlar. Müslümanlar bu Darwinist diktatörlük nedeniyle inançlarını yaşayamaz, düşüncelerini ifade edemez, doğruları dile getiremez hale gelmektedirler. İşte bu nedenle “Darwinizm tehlike arz etmiyor” diyen Müslümanların acilen bu yanılgıdan uzaklaşmaları gerekmektedir. Tüm dünyada evrim teorisi aracılığıyla din ahlakına karşı ciddi bir fikri saldırı yürütülürken, bu teorinin tehlike olmadığını söylemek ve Darwinizm’i zararsız görmek son derece hatalı bir davranış olacaktır.

—-
38. Phillip E. Johnson, The Unraveling of Scientific Materialism. First Things: A Monthly Journal of Religion and Public Life. Issue: 77, November 1997, 22
39. First Things: A Monthly Journal of Religion and Public Life, Issue: 158; December 2005
40. First Things: A Monthly Journal of Religion and Public Life, Issue: 158; December 2005
41. Phillip E. Johnson. Darwin On Trial, Intervarsity Press, Downers Grove, Illinois, 2nd ed, 1993, s. 155
42. Phillip E. Johnson , Overestimating the Power of Science, Commonweal. Volume: 125. Issue: 11, June 5, 1998, s.15.